Aslında Oktoberfest’i Münih yazımın devamı olarak planlamıştım. Ama sonrasında bu kadar keyif aldığım bir aktivitenin başlı başına bir yazıyı hakettiğini düşündüm ve başkalarının da gidip çılgınlar gibi eğlenmesine vesile olmak amacıyla Oktoberfest hakkında her şeyi ortaya dökmeye karar verdim. Hadi başlayalım..
Yazıma başlamadan önce Oktoberfest ile ilgili detaylı bilgilere, etkinliklerin güncel gün, saat, güzergah bilgilerine ve rezervasyon imkanlarına kendi resmi sitesinden ulaşabileceğinizi belirtmek istiyorum. Arama butonuna Oktoberfest ve bulunduğumuz yılı yazmanız yeterli, oktoberfest2024, oktoberfest2025 gibi… Oktoberfest’e gitme niyetindeyseniz güncel resmi sitesini mutlaka incelemelisiniz.

Oktoberfest Nedir??
Oktoberfest, tarihi bayağı eskilere dayanan bir mevzu aslında. 1810 yılında Bavyera Prensi Ludwig ile Saksonya Prensesi Therese’nin evlilik töreni kutlamaları vesilesi ile, Bavyera halkı şehir kapılarının önündeki tarlalarda düzenlenen şenliklere davet edilmiş. Artık o gün ne kadar eğlendilerse halk her yıl aynı dönemde kutlama yapmayı gelenek haline getirmiş. Salgınlar ve savaşlar nedeni ile arada kesintiler olsa da Oktoberfest geleneği her yıl daha da büyüyüp gelişerek günümüze kadar ulaşmayı başarmış.
Oktoberfest kutlamaları nerede ve ne zaman yapılır??
Bavyera halkı arasında “Wiesn” olarak bilinen Oktoberfest her yıl Eylül ayının son günleri başlayıp Ekim ayının ilk pazar gününü de içine alacak şekilde 16 gün boyunca devam eder. Kutlamalar Münih’te Prens Ludwig ve Prenses Therese’nin düğününün yapıldığı yer olan Theresienwiese’de yapılmaktadır.

Oktoberfest’te ne giyilir??
Oktoberfest’in olmazsa olmazlarından biri de geleneksel kıyafetlerdir. Oktoberfest zamanı Münih’te Alman olsun olmasın herkes ‘Tracht’ adı verilen geleneksel kıyafetleri giyinip gezer. Bu kıyafetlerden erkeklerin giydiği şort veya tulum benzeri deri pantolonlara Lederhosen deniyor. İçerisine kırmızı ya da mavi küçük kareli gömlek giyiniliyor. Kadınların giydiği elbisenin adı ise Dirndl. Elbisenin üst tarafı bayağı bir dekolteli. Eteğin önüne ise hizmetçi önlüğü gibi bir şey takılıyor. Söylenene göre bu önlük, bağlanma şekli ile içerisinde gizli mesajlar barındırabiliyormuş. Eğer kurdele sağdan bağlıysa kişinin bekar olduğu, soldan bağlıysa sevgilisi olduğu anlamına geliyormuş.

Geleneksel kıyafetlerde kalite sınırı yok. Çok lüks mağazalardan binlerce euroya alabileceğiniz gibi Almanya’nın BİM’i olan Aldi’den 20-30 euroya da alabilirsiniz. Ancak Japonya ya da Güney Kore’deki gibi günlük ya da saatlik kıyafet kiralama olayını ben hiç görmedim.
Son olarak Eylül-Ekim ayında Münih’te olduğunuzu unutmayıp havanın her an bozabileceğini hesaba katmanızı ve yanınızda hafiften kalın bir şeyler bulundurmanızı tavsiye ederim.

Oktoberfest nasıl başlar??
Oktoberfest’in ilk günü açılış günüdür ve bazı seremoniler gerçekleştirilir. İlk gün sabah saat 10 gibi MaximillianStraße<Odeonsplatz<Karolinenplatz<Maximilian Square<Lenchbachplatz<Karlplatz güzergahında The Owners and Breweries Parade adı verilen, festival alanındaki çadırları açan görevlilerin ve birahane sahiplerinin geçişleri oluyor. Ünlü bira markalarının çalışanları ve sahipleri bira fıçıları yüklenmiş süslü püslü atlar, yerel müzik çalan bandolar ve halkın coşkusu eşliğinde festival alanına doğru ilerliyorlar. Bu yürüyüşün ardından Münih Belediye Başkanı saat 12.00’da Schottenhamel çadırında kocaman ahşap bir bira fıçısına çeşme çakarak ‘Ozapft is’ yani ‘çeşme açık’ diye bağırıyor ve resmi olarak Oktoberfest’in açılışını gerçekleştirmiş oluyor. Daha sonra Theresienwiese’de bulunan Bavyera Heykeli’nin merdivenlerinde 12 el ateş edilerek Oktoberfest’in resmen başladığı çadırlardaki çalışanlara duyuruluyor ve bira servisi başlıyor. Geleneksel olarak ilk bira Bavyera Başbakanına ikram ediliyor.

İkinci gün yani festivalin ilk pazar günü ise MaximillianStraße’den başlayıp festival alanına kadar giden, Bavyera eyaletinin ilerigelenlerinin öncülük ettiği ve binlerce insanın katıldığı geleneksel yürüyüş var. Bu yürüyüş dünyanın en büyük geçit törenlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Gördüğünüz gibi olay sadece basit bir açılıştan ibaret değil. Oktoberfest tantanası bol bir festival. Hemen her gün şehrin bir yerlerinde bir seremoni, bir aktivasyon oluyor. Denk getirebildiklerinize katılmanız eğlenceli olabilir.

Oktoberfest’te biralar??
Oktoberfest’in merkezinde tabi ki bira var. Aslında sadece Oktoberfest değil kahvaltıda bile çay kahve yerine litrelik bardaklarda bira içilen Münih’te her şeyin merkezinde bira var. Bu şehirde su yerine bira içiliyor gibi geldi bana. Gerçekten de Münih’te günün her saati deli gibi bira tüketildiğini görünce bu konuda Dünya’da Almanların üzerine yoktur diye düşünmüştüm ama yanılmışım. 2020 yılı verilerine göre kişi başına 181 lt tüketim ile Çekya Dünya’nın 1 numarasıymış. Almanya ise kişi başına 92 lt ile 5. sırada geliyor. Almanların şampiyon olduğu konu ise tüketim değil üretim. Çoğu Bavyera’da olmak üzere Almanya’da 1500’den fazla bira fabrikası, 5000’den fazla bira markası var.
Ancak Oktoberfest biraları akşam evde maç izlerken açtığınız sıradan biralardan değil. Bir kere bir biranın Oktoberfest’te servis edilebilmesi için Münih sınırları içerisindeki bira fabrikalarında ve Saflık Yasası’na uygun şekilde üretilmiş olması gerekiyor. Saflık Yasası 1516 yılında Kraliyet kararnamesi ile çıkarılmış, hala günümüzde de geçerliliğini koruyan ve biraların arpa, şerbetçi otu ve sudan başka herhangi bir şey ile demlenmesini yasaklayarak Alman biralarının Dünyaca ünlü kalitesini korumayı amaçlayan bir yasa. Bu doğrultuda sadece 6 firmanın Oktoberfest’te bira servis etmesine izin veriliyor. Bunlar Augustiner, Hacker-Pschorr, Hofbräu, Lövenbräu, Paulaner ve Spaten.

Diğer biralara göre daha koyu renkli ve alkol oranı daha yüksek olan bu geleneksel Oktoberfest birasına ‘Marzen’ adı veriliyor ve sadece ‘Maßdenen’ adı verilen 1 litrelik bardaklarda servis ediliyor. Alkol oranı yüksek olunca fiyat da yükseliyor tabi. 2024 yılı için konuşacak olursam Oktoberfest’teki 1 lt bira fiyatı 13.50-15.50 euro arasında değişiyor. Kısacası Oktoberfest’te Dünya’nın en sert ve en pahalı biraları sizi bekliyor diyebilirim.
Eğer sert biralardan hoşlanmıyorsanız bira ile maden suyunun karışımından oluşan daha hafif ve bence daha lezzetli olan Radler de tercih edebilirsiniz.
Son kez uyarmakta fayda var; Oktoberfest biraları sizin bildiğiniz biralardan değil. Oldukça serttir, fena çarpar haberiniz olsun.

Oktoberfest alanına giriş ücretli mi??
Oktoberfest alanına giriş ücretsiz. Ancak içeride yediğinize içtiğinize ve lunaparkta katıldığınız aktivitelere ayrıca para ödüyorsunuz.
Oktoberfest; çadırlar, yemek alanları ve lunapark olmak üzere kabaca 3 bölümden oluşuyor diyebilirim. Doğru çadırı seçebilmek ya da bir çadırda yer bulabilmek ise işin en zor kısmı. Bu nedenle çadır olayını biraz açmakta fayda var.
Oktoberfest’te çadır meselesi??
Oktoberfest dediğimiz şey zannedilenin aksine sadece bira festivali değil. Daha doğrusu bira olayın merkezinde ancak tüm olay biradan ibaret değil. Oktoberfest zamanı Theresienwiese Meydanı kocaman bir panayır alanına dönüşüyor. Yukarıda Oktoberfest’te bira ikram etmeye yetkili 6 büyük firmadan bahsetmiştim. İşte bu 6 firma festival alanına kocaman çadırlar kuruyorlar. Laf olsun diye “kocaman” kelimesini kullanmadım bu arada, aynı anda 10.000 kişiyi içine alabilecek kadar devasa çadırlar bunlar. Festival süresince de bu çadırların içinde ayrı, dışındaki panayır alanında ayrı aktiviteler oluyor.

Oktoberfest’te çadır olayı çok önemli. Çünkü çılgın eğlence ortamının büyük kısmı bu çadırlarda gerçekleşiyor ve eğer erken davranmazsanız yer bulup da oturmak mümkün olmuyor maalesef. Gün içerisinde çadırlarda bandolar müzik çalıyor, ortadaki pistte çiftler geleneksel dansları ediyor ve tahmin edeceğiniz üzere bira su gibi akıyor. İşin asıl çılgın kısmı ise hava kararıp da akşam olduğunda başlıyor. Çeşitli müzik grupları sırasıyla sahneye çıkıyor ve sanki kocaman çadıra elektrik verilmişçesine herkes çılgınlar gibi dans edip eğleniyor. Daha önce hiç böyle eğlenceli bir ortam görmemiştim gerçekten de. Augustiner, Paulaner ve Lövenbräu çadırları oldukça meşhur ancak bana sorarsanız bütün çadırlar da birbirinden eğlenceli.
Her çadırda ‘reserv free’ alanlar var aslında. Dışarıya kadar uzanan o upuzun sıranın sonuna geldiğinizde şansınıza belki bir mucize olur da kenara köşeye sığışabilirsiniz. Ancak genel olarak şunu söyleyebilirim ki rezervasyonunuz olmadan herhangi bir çadırda yer bulup da oturma ihtimaliniz sıfıra yakın. Kenarda ayakta bir bira içip kendi kendinize eğlenebilirsiniz, o ayrı. Ama bir masada oturup da uzun süre eğlenmek için Oktoberfest’in resmi web sitesi üzerinden aylar öncesinden rezervasyon yapmak şart.

Yalnız çadırların içi inanılmaz gürültülü oluyor. Yanınızdakinin ne dediğini bile doğru düzgün anlamıyorsunuz. Her çadırın dışında, ayrıca rezervasyon yaptırmanız gereken ‘Biergarten’ alanları bulunuyor. Çadırlarda 1 litrelik biraların yanında bazı atıştırmalıklar da satılıyor. O kalabalığa rağmen inanılmaz hızlı bir servis olduğunu söyleyebilirim. Yalnız burada önemli bir iki nokta var; Oktoberfest alanında yanınızda mutlaka nakit para bulundurun çünkü çoğu çadırda kredi kartı ile ödeme kabul edilmiyor, nakit istiyorlar. Son olarak ellerinde 20-30 tane bira bardağı ile size doğru koşarak gelen garsonların yolundan hemen çekilin yoksa ellerinin tersi ile sizi bir mendil misali kenara fırlatıp atabiliyorlar!!
Bazen çadırlar aşırı kalabalıktan dolayı kapılarını kapatabilirler. Bu durumda çadırların girişindeki tabelaya “Wegen überfüllung vorübergehend geschlossen” yani türkçesi ile “aşırı kalabalık nedeni ile geçici olarak kapalı” uyarısı asılıyor.

Festivaldeki büyük bira firmaları birden fazla çadırda hizmet veriyorlar. Dolayısıyla Oktoberfest alanında 17 büyük, 21 küçük çadır bulunuyor. Bira çadırları festivalin temelini oluşturuyor ancak şarap severler için de güzel bir haberim var; festivalde bir tane de şarap çadırı var; Weinzelt. 1885 yılından beri festivale katılım gösteren Weinzelt diğer çadırlara göre bazı farklılıklar gösteriyor. Weinzelt çadırında geleneksel bando müziği yok. Ayrıca menüsü de geleneksel Alman lezzetlerinden değil de dünya mutfağından oluşuyor.
Bu arada Oktoberfest’te bira bardağı çalmak hiç hoş karşılanmıyor haberiniz olsun. Üstelik yakalanırsanız da ciddi bir cezası varmış.
Son olarak bu kadar kalabalık ve biranın su gibi içildiği bu ortamda tuvalet sıkıntısı yaşanır mı diye düşünebilirsiniz. Böyle bir yoğunluğa göre tuvaletteki sirkülasyonun hızlı olduğunu söyleyebilirim. Azıcık sıra bekleyebilirsiniz ama çok büyük problem yaşayacağınızı sanmıyorum.

Oktoberfest dışında Çadır atmosferini yaşayacağımız bir mekan var mı??
Diyelim ki binbir heves gittiğiniz Oktoberfest’te herhangi bir çadıra girip eğlenme fırsatı bulamadınız. Ya da Oktoberfest tarihleri dışında Münihtesiniz. Üzülmüyoruz. Çünkü Münih merkezde, Marienplatz’da, yılın her günü çadır deneyimi yaşayacağınız bir mekan var; Hofbräuhaus. Burası Hofbräu firmasının bira fabrikası. Oktoberfest çadırlarında nasıl bir ortam varsa burada da o var. Kendinizi Ortaçağ Bavyerasında bir mekanda bira içiyormuş gibi hissediyorsunuz. Özellikle patates salatası ve darkbeer çok güzel. Ayrıca şehirde en iyi şinitzel yiyeceğiniz mekanlardan biri. Rezervasyon yaptırıp gitmenizi öneririm yoksa kapısında upuzun bir sıra beklemek zorunda kalabilirsiniz. Rezervasyonsuz gittiğinizde de boş bulduğunuz ilk yere çökmenizi ve asla kalkmamanızı öneririm.

Çadırların açılış-kapanış saatleri??
Çadırlar saat 10.00-23.30 arası, şarap çadırı olan Weinzelt ise 10.00-01.00 arası açık.
Oktoberfest’te çadır dışında neler yapılır??
Oktoberfest sadece çadırlardan ibaret değil elbette. Olayın bir de çocuklar gibi şen olacağınız lunapark kısmı var. Lunaparkta katılacağınız eğlenceli aktivitelerin her biri için ayrıca para ödemeniz gerekecek. Kredi kartı ile ödeme kabul etmiyorlar. Bu nedenle yanınızda nakit bulundurmanız gerekiyor. Bu alanda seçenek çok fazla. Çocuklarınızla birlikte binebileceğiniz sakin ama eğlenceli olanların yanında vücudunuzu adrenalin manyağı yapacak kadar heyecanlı bir çok roller coaster bulunuyor. Bazı eğlenceler Dünya’nın her yerindeki lunaparklarda mevcutken bazıları sadece Oktoberfest’e özel oluyor. Alanda nelerin olduğuna dair ayrıntılı bilgiler Oktoberfest’in resmi sitesinde mevcut.

Benim size kesinlikle gitmenizi önereceğim iki şey var.
Birincisi Teufelsrad yani Şeytan Çarkı. Az önce bahsettiğim Oktoberfest’e özgü klasiklerden biri bu. 1910’dan beri Oktoberfest’te. Burada çocuk ve erişkinler için ayrı yarışlar düzenleniyor. Ortada sürekli hızlanarak dönen bir çark var ve bu çarkın üzerinde düşmeden en uzun süre kalan yarışı kazanıyor. Öyle teknolojik bir düzenek de yok. İlk günlerdeki gibi manuel olarak çalıştırılıyor. İzlemesi ve oynaması çok keyifli bir oyun. Çadıra giriş 4 euro.

Bir diğer Oktoberfest klasiği, hatta klasiğin de ötesinde festivalin sembolü haline gelmiş olan Tarihi Dönmedolap Ferris. 1979’dan beri Oktoberfest’te. 50 metre yüksekliğindeki dönmedolaba aynı anda 400 kişi binebiliyor. Festivalin gerçekleştirildiği Theresienwiese’yi yukardan en iyi gözlemleyebileceğiniz yer kesinlikle Ferris.
Bunların dışında, bizim denemediğimiz ama çok meşhur olan Rotor’u önerebilirim. Bu da yine Oktoberfest klasiklerinden. Bir tambur var ve bu tambur o kadar hızlı dönüyor ki ayaklarınız yerden kesilip duvara yapışıyorsunuz. Biraz mide bulantısı ve baş dönmesi yapabiliyormuş. Ben çok atraksiyonlu şeyleri sevmediğim için denemedim ama öyle her yerde bulabileceğiniz bir şey olmadığından bir şans verilebilir.

Son olarak nostaljik Oktoberfest alanı olan ‘Oide Wiesn’ den bahsetmek istiyorum. Burası Theresienwiese’nin güney kısmında kurulmuş, ayrıca ücret ödeyerek girebileceğiniz bir alan. Oktoberfest’in bu kadar büyümeden önceki daha mütevazi ve daha nostaljik olduğu günleri yaşatmak amacıyla kurulmuş. Yaklaşık 10 yıldır Oktoberfest’in bir parçası. İçeride Bavyera gelenekleri biraz daha ön plana çıkıyor. Oide Wiesn alanında bira çadırı da mevcut ve sanırım bu alanın girişi ücretli olduğundan buradaki çadır diğerlerine göre daha sakin. İçeri giriş ücreti 4 euro, içerideki aktivitelerin her biri ise 1.5 euro.
Oktoberfest’te ne yenir??
Oktoberfest geleneksel Bavyera lezzetlerini denemek için harika bir fırsat sunuyor. Mutlaka tatmanız gereken bazı yemekler şunlar;
- Brezel; Almanya’nın simgesi olan tuzlu ve gevrek Alman simididir. Özellikle bira ve patates salatası ile çok iyi gidiyor. Brezel lezzetli ama asla bir Ankara Simidi değil :p
- Bratwurst (Alman Sosisi); Alman mutfağının olmazsa olmazı olan Bratwust her yerde bolca karşınıza çıkacak. Çoğunlukla domuz etinden yapılıyor ama bazı yerlerde dana eti seçeneği de mevcut.
- Weisswurst (Beyaz Sosis); Bavyera bölgesine has bir sosis türüdür. Maydonoz, soğan, limon gibi baharatlarla tatlandırılmış, dana eti ve domuz sırtı yağından yapılmış bir sosis. Rengi bembeyaz. Genellikle tatlı hardalla servis edilir. Alamanlar Weisswurst’u daha çok kahvaltıda yemeyi tercih ediyorlar.
- Hendl; kızarmış ya da fırınlanmış tavuktur. Bir porsiyon iki kişi doyabilir. Hendl, bira ve patates salatası Almanya’daki favori üçlüm.
- Kartofellsalat (Patates Salatası); patates salatasını bizimkinden farklı kılan şey sosu. Almanların patates salatasında sirkesi yoğun mayonezli bir sos kullanılır. Bence bizimkine göre daha güzel.
- Schweinehaxe; genellikle fırında pişirilmiş ve deri kısmı çıtır çıtır olmuş domuz kol inciktir.
- Apfetstrudel (Elmalı Turta); vanilyalı sos ve dondurma ile harika gidiyor.
- Lebkuchen (Zencefilli Kurabiye); özellikle Oktoberfest’te üzerinde Almanca kısa mesajlar yazan kurabiyeleri kolye şeklinde herkesin boynunda görebilirsiniz.

Oktoberfest’te Konaklama??
Oktoberfest’te her şey iyi güzel hoş ancak konaklama olayı çok fena. Hemen baştan söyleyeyim Oktoberfest son saniye yapılan planlamalara uygun bir aktivite değil. Yani bir akşam evde otururken ‘Oktoberfest başlamış, hadi gidelim’ moduna giremiyorsunuz. Çünkü Dünya’nın her yerinden deli gibi turist alan bu etkinlikliğin her aşaması için aylar öncesiden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor ki konaklama da bunların en önemlisi. En az 6-7 ay öncesinden kalacağınız yeri ayarlamanızı öneririm. Tabi bu dönemde otel fiyatlarının deli gibi yüksek olduğunu söylememe gerek var mı bilmiyorum.
Facebook’ta, özellikle Münih’teki öğrencilerin oluşturduğu ‘Munich International Friends’ adlı bir grup var. Buraya üye olup Oktoberfest zamanı öğrencilerden oda kiralayarak konaklama işini daha ucuza getirebilirsiniz. Buraya tıklayarak gruba ulaşabilirsiniz.
İster otel ister oda ister ev.. Ne olursa olsun konaklama işini erken halletmeye çalışın. Oktoberfest tarihi yaklaştıkça, çok para vermeyi göze alsanız bile koskoca şehirde üstünde yatacağınız tek bir yatak bile bulamayabilirsiniz.

Oktoberfest’te güvenlik??
Her ne kadar Ortadoğu’nun göbeğinde, çevresi savaşlarla ve kargaşalarla dolu bir ülkede yaşıyor olsak da Dünya’nın en büyük festivallerinden biri olan Oktoberfest’e giderken güvenlik konusunda endişe yaşamamız doğal tabii. Ne de olsa canımız kıymetli. Ancak endişeniz boşuna çünkü Oktoberfest Dünya’nın en güvenli festivallerinden biri olarak biliniyor. Tek problem gecenin ilerleyen saatlerinde, özellikle Alman gençlerinin sarhoşluk sınırını geçmeleri ile eğlencenin dozunu kaçırıp biraz gürültülü ve taşkın bir ortama sebep olmaları ki bu durumda bile bir başkasını rahatsız edici boyutta bir sorun yaratmıyor kimse. Ne Oktoberfest alanında ne metroda ne de Münih sokaklarında güvenlik konusunda bir problem yaşayacağınızı sanmıyorum.
Güvenlik ile ilgili dikkat etmeniz gereken önemli bir nokta var. Oktoberfest alanına girerken küçük bir kontrol noktasından geçiyorsunuz ve bu alandan geçerken büyük sırt çantalarının festival alanına sokulmasına izin verilmiyor. Bu nedenle giderken olabildiğince küçük bir çanta ile gitmeye özen gösterin. Eğer çantanız büyükse belli noktalarda bulunan depo alanlarına 5 euro karşılığında emanet olarak bırakmanız mümkün.

Özetleyecek olursam;
- Oktoberfest’e gitmeden önce mutlaka resmi web sitesini inceleyip etkinliklerin güncel güzergah ve saatlerini inceleyin.
- Oktoberfest’e katılma niyetindeyseniz konaklamanızı aylar öncesinden ayarlamayı unutmayın.
- Festivalin başladığı gün yapılan ‘The Owners and Breweries Parade‘ geçit törenine katılmanızı öneririm.
- Oktoberfest biraları bizim bildiğimiz normal biralara göre çok daha serttir, hemen çarpar. İçerken bunu göz önünde bulundurun ve dikkatli olun.
- Oktoberfest’te gideceğiniz çadırı çok öncesinden belirleyip haftalar ya da aylar öncesinden rezervasyonunuzu yaptırmayı unutmayın.
- Festival alanında ve çadırlarda çoğu yer kredi kartı kabul etmiyor. Bu nedenle yanınızda mutlaka nakit bulundurun.
- Geleneksel Bavyera lezzetlerini mutlaka deneyin.
- Oktoberfest’te sarhoş olup kimseyi rahatsız etmeyin, gönlünüzce eğlenebilirsiniz ancak taşkınlık yapmayın. Ve sakın bira bardağı çalmaya kalkışmayın. Edebinizle eğlenin.
- Festival alanına güvenliğe takılmayacak şekilde küçük bir çanta ile gitmeye çalışın.
- Festival alanı her zaman kalabalık ancak cuma günü öğleden sonra başlayıp pazar günü akşam saatlerine kadar bu kalabalık en yoğun zamanlarını yaşıyor. Bu nedenle eğer vaktiniz uygunsa kalabalığın daha kabul edilebilir seviyelerde olduğu hafta içi günlerini ve akşam saatlerini tercih etmenizi öneririm.

Oktoberfest her yıl 7 milyon civarında misafir ağırlayan, Bavyera gelenekleri ile süslenmiş büyük bir festival. Oktoberfest’e gitmek için illa bira içmek ya da alkolü sevmek zorunda da değilsiniz çünkü olay bunun çok daha ilerisinde. Son olarak Oktoberfest’e kafa dengi ve enerjisi yüksek bir grupla gitmek çok daha eğlenceli olabilir diyeyim ve Oktoberfest’e katılacak olanlara şimdiden iyi eğlenceler dilemiş olayım. Başka bir gezi yazısında görüşmek dileği ile şimdilik hoşçakalın…

Gül, bu yazıyı öylesine etkileyici bir dille yazmışsın ki; sanki Oktoberfest alanında bir an için gerçekten oradayız! Dirndl ve Lederhosen’in kültürel detayları, özellikle önlük bağlama ritüelleri çok sıcak ve öğreticiydi. Açılış seremonisinin coşkusu, “Ozapft is” anının canlı betimlemesi gerçekten bir festival havası yarattı. Çadırların kalabalığı, müzik, dans ve lunapark eğlenceleriyle dolu ortamı böylesine hissedilir kılman harika. Ayrıca pratik tavsiyeler (nakit taşımanın önemi, tuvalet sirkülasyonu vb.) tüm detayları düşünmüş olduğunu gösteriyor.
Belki bir dahaki yazında Bavyera’nın klasik atıştırmalıklarına (Obazda, Brezel) da yer verirsen süper olur.
Eline, emeğine sağlık; harikasın!
BeğenLiked by 1 kişi